29 Haziran 2007 Cuma

Bayrampaşa

Bayrampaşa, İstanbul’un Avrupa yakasında, son yirmi yılda hızlı gelişme göstermiş işçi nüfusunun yoğun olduğu bir ilçedir. Nüfusu 246.006 yüzölçümü ise 990 hektardır. Bugünkü Bayrampaşa İlçesi’nin bulunduğu topraklar Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u kuşatması sırasında askeri yığınak yeri ve karargah olarak seçilmiştir. İstanbul’un alınmasından sonra bu toprakların bir bölümü bağ ve bahçe tarımına ayrıldı. Büyük bir bölümü ormanlık ve fundalıklarla kaplıydı. 1927’de Bulgaristan’ın Filibe şehrinden göç eden ve yöreye ilk yerleşen göçmen grubuna tarım için ayrılan bölgede bağcılık yapılmış, sağmal inekler yetiştirilmek üzere Velibey (Demirkapı), Ferhatpaşa ve Cicoz adlı çiftlikler kurulmuştur. İstanbul halkının 1950’lere kadar mesire yeri olan ve gelenlerin istedikleri kadar üzüm yedikleri, ancak dışarıya çıkartamadıkları meşhur Numunebağları, Abdi İpekçi Caddesi ile O-1 Karayolu arasındaydı. (Anılan bağlardan geriye “Numunebağ Caddesi” adı kalmıştır.)
Bugünkü Bayrampaşa’nın ilk nüvesini oluşturan ve 1954’te köy statüsüne getirilen Sağmalcılar, Rami Bucağı sınırları içindeydi ve Maltepe Askeri Kışlası nedeniyle Kışla Arkası olarak da anılıyordu. 1927’den itibaren gruplar halinde Bulgaristan ve Yugoslavya’dan gelen göçmenlere ilaveten 1955’te İstanbul’un iki büyük caddesi olan Vatan ve Millet Caddeleri yapılırken evleri istimlake uğrayan vatandaşların çoğunun Sağmalcılar Köyü’ne yerleşmesi, nüfusun artışına neden oldu. Ayrıca, 1950’den itibaren bölgede yapılan fabrikalar, ilçeyi sanayi bölgesi haline getirdi. Sağmalcılar Köyü 1960’ta belediye oldu. Mimar Sinan tarafından İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak amacıyla döşenen ve halen faal durumda bulunan su kanallarına, inşa edilen binaların atık su ve tuvalet tesisatlarının yanlış bağlanması ve bu su kanallarına bağlı çeşme sularının bölge halkı tarafından kullanılması sonucunda semtte kolera salgını çıktı. Salgın çok kişinin hayatına mal oldu. Sağmalcılar adını zihinlere kolera sözcüğüyle birlikte yerleştiği düşünülerek ve lV. Murad’ın sadrazamlarından Bayram Paşa’nın burada bir çiftlik sahibi olmasından esinlenilerek Sağmalcılar adı Bayrampaşa olarak değiştirildi. Eyüp İlçesi’nin bir semti olarak gelişmesini sürdüren Bayrampaşa Mayıs 1990 tarihinde ilçe statüsüne yükseltildi. Böylece Eyüp Belediyesi’nden ayrılarak müstakil belediye teşkilatına kavuşturuldu. Bayrampaşa, cadde ve sokakları ile oldukça planlı bir şehir görünümündedir. Semt merkezi Orta Mahalle, Vatan ve Yenidoğan Mahallelerini içine almaktadır.
Büyük İstanbul Otogarı, sebze hali, metro merkezi, otobüs terminali, PTT santralı, Bayrampaşa Cezaevi, Bayrampaşa Devlet Hastanesi, Sağlık Ocağı ve Dispanseri başlıca kamu kuruluşlarıdır. Kızılay, Türk Hava Kurumu, Bayrampaşa Vakfı, Göz Nuru Vakfı ilçedeki sosyal yardım kuruluşlarıdır. İlçede yapılan cami sayısı 30’u aşmıştır. Bunlardan Bayrampaşa Merkez Camii, belediye başkanlığı binası karşısındadır. Osmanlı klasik mimarisinin izlerini taşımaktadır. Kubbe ve şerefeleri Edirne Selimiye Camii’nin tarzını andırır. Caminin alanı 860 m2’yi bulmaktadır. 2 stadyum ve 1 kapalı spor salonu Bayrampaşa’nın önemli spor tesisleridir. Semt folkloru çeşitlilikler göstermektedir. Ülkemizin her yöresinden ve yurtdışından gelen insanlar, geldikleri bölgenin ve ilin farklı oyun, türkü ve geleneklerini getirmişlerdir. Bulgaristan’dan gelen göçmenlerin kurdukları Balkan Oyunları, Folklor Derneği ilçe folkloruna canlılık kazandırmaktadır. Tarihi eserler bakımından önemli bir yeri olan Maltepe Askeri Hastanesi, 1827’de yaptırılmıştır. Bina dört cephelidir. Orta yerinde büyük bir avlusu vardır. Ön cephesi tek, öteki yönleri ikişer katlıdır. Tavanları yüksek, odaları ve koğuşları geniştir.
Giriş kapısı Türk-rokoko tarzında mermerden inşa edilmiştir. Nizamiye Kapısının üzerinde Haşim imzalı “Tuğra-i Hümayun” ve çok uzaktan okunabilen besmele ile “Fih-i Şifa-ün’lin nas” ayetini içeren altın suyu ile celi yazı, altında ve kapının iki tarafında Yesarizade Mustafa İzzet Efendi’nin yeşile boyanmış ta’lik yazısı ile “Çaresaz-ı derdimendan Hazret-i Mahmüd Han” (Dertlerin dermanı olan sultan 2. Mahmud) dizesi ile başlayan ve “Cism-i Han Mahmud ola asattan daim masun (Tanrı Sultan Mahmud’u daima kötülüklerden korusun) dizesi ile sona eren 32 beyitlik bir kitabe bulunmaktadır. 1922’de lağvedilen hastane bir müddet askeri okul ve daha sonra kışla haline getirilerek 66. Tümen’in karargahı olarak kullanılmıştır. Bugün Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne hizmet binası olarak ayrılmıştır. l. Süleyman’ın (Kanuni) emriyle Koca Sinan tarafından yapılan su terazilerinden ve su maslaklarından pek az iz kalmıştır. Belediye Parkı’ndaki Atatürk Anıtı ilçede yeni anıtlardır. Bayrampaşa’da bulunan kapalı ceza ve tevkifevinin yapımına 1955’te başlanmış, 1968’de tamamlanarak hizmete sokulmuştur. Sultanahmet Ceza ve Tevkifevi buraya taşınmıştır. 120.000 m2’lik bir alanı kaplamaktadır. 30.000 m2’lik bölümü hücre kısmına ayrılmıştır. Kadın ve çocuk koğuşları ayrıdır. Bünyesinde 100 yataklı bir hastane vardır.
BAYRAM PAŞA KİMDİR?İstanbul’un Davutpaşa semtinde doğan ama doğum tarihi bilinmeyen Bayram Paşa’nın babasının adı Kurd Ağa, ailenin menşei ise Amasya’nın Ladik kasabası olarak geçiyor. Bayrampaşa sırasıyla; Yeniçeri Kethüdası (1623) Mısır Valisi (1625) Divan-ı Hümayum Veziri (1628) Rumeli Beylerbeyi 4. Murat’ın 2. Veziri İstanbul Kaymakamı 1637’de sadrazam olmuştur. Yeniçeri Ocağı’nda yetişen Bayram Paşa 1623’de Yeniçeri Ağası oluyor. Osman Tarih Kütüğü’nde de adına 1622 yılındaki “Turnacıbaşı Bayram Ağa” diye rastlanıyor. Bayram Paşa, Sultan I. Ahmed’in kızlarından Hanzade Sultan ile evlendi. Beyazıt’ta bir sarayda oturan Hanzade Sultan’ın bir düğün alayı ile sarayından alınıp Bayram Ağa’ya götürüldüğü anlatılıyor. Yeniçeri Ocağı’ndan Turnacıbaşı rütbesinde bir zabit olan Bayram Ağa’nın kendisine vezirlik bile verilmeden bir sultanla evlendirilmesini tarihçiler “istisnai bir vaka” olarak değerlendiriyorlar.
Bir rivayete göre bunun tek nedeni, Turnacıbaşı ağanın emsalsiz bir erkek güzeli olması. Evet, tarih kitaplarında Bayram Paşa’nın son derece yakışıklı bir erkek olduğu ve Hanzade Sultan’ın da Bayram Ağa’nın endamına aşık olduğu yazıyor. Devrin padişahı Sultan Osman da (Genç Osman) kızkardeşini yeniçerisine kavuşturdu. Üstelik Yeniçeri Bayram Ağa’ya rahat yaşayabilmesi için bir de saray tahsis edildi. Bayram Paşa’yı tarih kitapları öve öve bitiremiyorlar aslında. Onun için gayet ciddi, akıl yolunda yürümesini bilen, vakarlı, otoriter, bir adam deniliyor. 1625 yılında Mısır valisi tayin edilen Bayram Paşa, üç buçuk yıl orada kalıyor. Mısır Valiliğinde halk tarafından, işbilir, hak tanır ve adil devlet adamı olarak saygı gördü. 1628 yılında Divan-ı Humayun’a altıncı vezirlikle alınan Bayram Paşa, zamanın kıskanç ve hırslı sadrazamı Hüsrev Paşa’yı kendisine rakip görünce onun hışmına ugradı. Hüsrev Paşa, o denemde yaşanan yolsuzlukları, fitneye, teşvik iddiasıyla Bayram Paşa’nın üzerine attı ve bugünün tabiriyle rakibini ekarte etti. Dahası, Sultan IV. Murad bile eniştesi Bayram Paşa’nın masum olduğunu bildiği halde onu müdafa edemedi. Bayram Paşa tevkif edilip bir hafta Yedikule Zindanı’nda yattı ve hazine mallarına el koydu. Hüsrev Paşa’nın pençesinden eniştesini zar zor kurtaran IV. Murad onu tekrar kubbe veziri tayin etti. Sultan IV. Murad’ın en yakın dostu olan Bayram Paşa, 1635 yılında İstanbul Kaymakamı tayin edildi. Şehri çeviren kale duvarlarına içerden ve dışardan yapılan ne kadar bina varsa istimlak ederek yıktırdı ve tarihi surları tamir ettirdi. Bayram Paşa su sıkıntısı çeken memleketi Amasya’ya kendi kesesinden ödeyerek su getirdi ve bir de mevlevihane yaptırdı. 1637 yılında sadrazam ilan edilen Bayram Paşa 1638 yılında IV. Murad ile Bağdat seferine giderken Urfa’ya yakın Colab mevkisinde beyin kanaması ya da kalp krizi geçirerek öldü. Ölüm tarihiyle ilgili kaynaklarda farklı bilgiler varsa da bu tarih “Bağdat Seferi Menzilnamesi”ndeki kayda göre 16 Rebiülahir 1048’dir (27 Ağustos 1638).
Bayrampaşa hayattayken hazırlattığı Haseki Bayrampaşa Külliyesi içindeki türbesine defnedilmiştir. Bayram Paşa’nın en büyük hatalarından biri olarak tarih kitapları devrin büyük hiciv ustası Nef’i’yi haksız olarak idam ettirmesini gösterirler. Tarihçilerin kaleme aldığı olay şöyle gerçekleşiyor; Sultan Murad nedimleri arasında bulunan Nef’i’ye “taze bir hicvin yok mu?” diye sorar. Şair de Bayram Paşa hakkında yazdığı hicvi padişaha verir, Sultan Murad şiiri takdir eder gibi görünse de yazılan hiciv çok ağırdır ve şairin idamına izin verir. Bayram Paşa şairi sarayına davet eder ve sarayın odunluğunda boğdurarak öldürtür. Bayram Paşa’nın adı bir başka cinayetle daha anılır. Sultan Murad’ın kardeşleri Şehzade Beyazıd ile Şehzade Süleyman onun nezareti altında idam edilmişlerdir. Bayrampaşa İstanbul dışında da bir çok eser bırakmıştır. Bunlardan bazıları; - Amasya’da Mevlevihane, Kervansaray, Su Yolu - Birecik’de Top Dökümhanesi - Niğde’de Han ve Dükkanlar - Adana, Konya Ereğlisi, Seyitgazi ve o zamanki osmanlı sınırları içinde bulunan bir çok yerde han, hamam, camii - Rumeli Eğridere kalesi onarımı - İstanbul’un Fatih semtinde cami, Ayasofya civarında Konak, Kuzguncuk’ta Yalı ve Piri Paşa Hanını yaptırmıştır. - İstanbul’da yapılması düşünülen nüfus sayımı için şehrin etrafındaki surların iç ve dışındaki düzensiz ve usulsüz yapılan yerleşmeleri istimlak ettirdi ve yıktırdı. Tarihi surları tamir ettirmiş ve dış yüzlerini boyatmıştır.
BAYRAMPAŞA’NIN COĞRAFİ YAPISIİstanbul İli’nin Trakya topraklarında bulunan Bayrampaşa İlçemiz ekonomik yapı içinde İstanbul metropoliten alanına dahil ve idari yönden 1963 de Belediye teşkilatı olarak kurulmuş Sağmalcılar Belediyesinin adı 1978 de Bayrampaşa olarak değiştirilmiştir. İlçemiz toplam yüzölçümü 990 hektar olup, 11 mahalleden teşekkül etmiştir. Bunlar alanları ile beraber:

Hiç yorum yok: